Başında h olan 5 harfli 281 kelime var. H harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da sonu h harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında h bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HULUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gelme, gelip çatma
  2. Girme, sinme
  3. Tanrı ruhunun herhangi bir bedene girdiğine inanma
  4. Geçişme

HADİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hz. Muhammed'in söz ve davranışları
  2. Bu söz ve davranışları inceleyen bilim

HEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nişan alınacak yer, nişangâh
    • "Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder." (Azra Erhat)
  2. Amaç, gaye, maksat
    • "Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar." (Tarık Buğra)
    • "Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor." (Ahmet Ümit)
  3. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta
    • "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)

HADİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hizmet eden, hizmet edici, yarayan

HAVYA

  1. [isim] Madenlerle yapılan kaynak işlerinde lehimi eritmek için ateşle veya elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde ucu bakır alet

HARAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran
    • "Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı." (Ömer Seyfettin)
    • "Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir." (Atatürk)
    • "Ona zamanın harap edemeyeceği bir abide yapmak istedi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Parkın eski güzelliği kalmadı, ne kadar harap oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bitkin, yorgun, perişan
    • "Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu." (Refik Halit Karay)
  3. Çok sarhoş

HUMOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gülmece
    • "Bunca çatık kaşlılık arasında bilgelik, humor nasıl barınabilir?" (Tomris Uyar)
  2. Alay, dalga geçiş, hafife alma, boş verme
    • "Türkçeyi iyi konuşanlardan biri olduğu kanısındayım. Güngörmüş, sakin, yavaş, düzenli bazen küçük bir humor nüansının bile sındığı bir tınısı var." (Haldun Taner)

HİÇÇİ

  1. [isim] Nihilist

HİCRİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Tarih başı olarak hicreti kabul eden
    • "Hicri 1300 yılında."

HAMLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
  2. Sandalın bu biçimde aldığı yol
  3. Kıçtan birinci oturak
    • "Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş." (Zeyyat Selimoğlu)

HİPPİ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Toplumsal düzene, tüketime ve şiddete karşı çıkan, derbederce yaşayan, örgütlenmemiş gençler topluluğu
    • "Hippilerin direnci, gece gündüz güvertede yatabilmeleri ilgimi çekmişti benim." (Nazlı Eray)

HAVAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nitelikler, özellikler
  2. Kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir çeşit ayrıcalık gören kimseler, avam karşıtı

HERTZ

  1. [isim] Saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi

HAPİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yere kapatıp salıvermeme
    • "Adamcağız hem hapis yatacak hem dayak yiyecek." (Aka Gündüz)
  2. Yasalara göre suçu belirlenen bir kimseyi cezaevine koyma cezası
    • "Bu köprünün yol vermeyişinden dolayı, Haliç'te yıllar boyu hapis kalan gemiler oldu." (Aydın Boysan)
  3. Cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, cezaevi, hapishane
    • "Sadakatinin mükâfatını hapiste aç kalmakla görür." (Burhan Felek)
  4. Pulları salıvermemek, kapatmak temeline dayanan bir çeşit tavla oyunu
  5. [sıfat] Mahpus
    • "Hapislerin çalıştırılmasına karar verildi."

HELEN
...
HÜSÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güzellik

HENÜZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Az önce, daha şimdi, yeni
    • "Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Daha, hâlâ
    • "Henüz hareket etmeyen otomobile yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)

HAMUT

  1. [isim] Araba koşumunda atların boyunlarına geçirilen ağaç veya üstüne meşin geçirilmiş çember

HAZIM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sindirim
  2. Benimseme, kabul etme

HEZEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şaka, alay, mizah
  2. Bir şiiri veya şiir parçasını şakalı bir anlatıma çevirme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü