Sonunda h olan 6 harfli 48 kelime var. H harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde h harfi olan kelimeler listesine ya da başında h harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEHDEH

  1. [isim] Çocuk dilinde at

FELLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çiftçi
  2. Mısır köylüsü
    • "Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı." (Refik Halit Karay)
  3. Arap

TEVŞİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Akrostiş

PEHPEH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Beğenme, şaşma anlatan bir söz
    • "Pehpeh, ne güzel yakışmış!"

MECRUH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Yaralı
    • "Harbiye nazırıyla sadrazamı vurmuşlar. Ahmet Rıza tehlikeli surette mecruh..." (Ömer Seyfettin)
  2. İncinmiş olan (kimse)

TEŞRİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir sorunu veya konuyu ele alıp en ince noktalarına kadar gözden geçirerek anlatma, açımlama
  2. Anatomi
  3. İskelet

AHUVAH

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Ah vah
    • "Elif görse mertek zanneden kişilerin ahuvahını bile sınıfsal eser sayabilir, göklere çıkarabilir." (Atilla İlhan)

GÜMRAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
    • "Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Deli dolu akan (su)
  3. Gür, yüksek, kuvvetli (ses)
  4. Uzun, sık ve dalgalı (saç)

SİFTAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlk alışveriş
    • "Daha sabahtan beri siftahım yok!" (Necati Cumalı)
    • "Bu vakit kim gelecek? Her günkü gibi siftahı sen ediyorsun?" (Ercüment Ekrem Talu)
  2. [zarf] İlk kez
    • "Bu haberi siftah ondan duydum."

GEHGEH

  1. [isim] Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
    • "(şeftali) O da ateşli hastalıklara birebir ama gehgeh tutana yani nöbetli hastalığa yakalananlara nice yüz kez bin bela getirir." (Salâh Birsel)

TELKİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aşılama, aşı

TEŞBİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Benzetme
    • "Aleyhinde şairane teşbihlerle ağır ve güçlükle yazardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Yazının peyda olduğu günden beri yüz binlerce şair gelmiş, her biri binlerce teşbih yapmış." (Orhan Veli Kanık)

TESPİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Süphanallah" sözünü söyleme
    • "Kimisi bağdaş kurmuş, tespih çekiyor, kimisi diz çökmüş Kur'an okuyor." (Refik Halit Karay)
  2. Belirli dinî sözleri tekrarlamak veya elde oyalanmak için kullanılan, türlü maddelerden boncuk biçiminde yapılmış, genellikle otuz üç veya doksan dokuz taneden oluşmuş dizi
    • "İri taşlı tespihinin parmakları arasında arada bir şıkırdaması..." (Reşat Nuri Güntekin)

ÇARMIH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Suçlunun öldürülmek amacıyla çivilendiği haç biçimindeki darağacı
  2. Ana direkleri ve gabya çubuklarını yandan tutan halatlar

BERZAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kıstak
    • "Yarımadanın berzahındaki bu geniş yol biraz tehlikeliydi." (Ömer Seyfettin)
  2. Dinî inanışlara göre ölenlerin ruhlarının kıyamete kadar bulunduğu yer

PEYDAH

  1. [sıfat] Peyda

TELMİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe
    • "İleride dahi ağzını açıp da ufacık bir telmihte bulunmasın." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Dün geceki ağır sözlerini telmih ettiğimi anladı, kızardı." (Refik Halit Karay)
  2. Bir dizede veya beyitte bilinen bir olay, bir atasözü, fıkra vb.ni hatırlatma sanatı, anıştırma

TEZGAH
...
TASHİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düzeltme, düzelti
    • "Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı." (Sait Faik Abasıyanık)

TEMBİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
    • "Ertesi gün ayrılırken tekrar oradan geçmemi sıkı sıkı tembih ediyorlar." (Halide Edip Adıvar)
  2. Uyarma
    • "Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." (Salâh Birsel)
  3. Uyarım

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü