İçinde d olan 6 harfli 792 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELEDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şehirle ilgili
- "Millî hükûmet arzu eder ki tamamıyla sınai bir şehir olsun; bu beledi bir fikir olamaz, millî bir fikirdir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yerleşik
- "Beledi hastalık."
-
[isim]
Bir tür pamuklu, kalın kumaş
-
[sıfat]
Şehirle ilgili
- DİKİNE
-
-
[zarf]
Dikey olarak, diklemesine
- "Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu." (Tarık Buğra)
- "Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta." (Çetin Altan)
-
İnadına
-
[zarf]
Dikey olarak, diklemesine
- EDATLI
-
-
[sıfat]
Edat bulunduran
-
[sıfat]
Edat bulunduran
- MÜDDEİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Davacı
-
[sıfat]
Davacı
- SOĞDCA
- ...
- DALFES
-
-
[isim]
Üstünde sarık bulunmayan, sarıksız fes
-
[isim]
Üstünde sarık bulunmayan, sarıksız fes
- DESTAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sarık
-
Örtü
-
[isim]
Sarık
- DOĞUCU
- ...
- TOYDAN
-
-
[isim]
Toy kuşunun iri bir türü
-
[isim]
Toy kuşunun iri bir türü
- VİDALA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çanta ve ayakkabı yapılan tabaklanmış dana derisi
-
[isim]
Çanta ve ayakkabı yapılan tabaklanmış dana derisi
- DIZDIK
-
-
[isim]
Akrabalığın uzak olduğunu anlatan dızdığının dızdığı deyiminde kullanılır
-
[isim]
Akrabalığın uzak olduğunu anlatan dızdığının dızdığı deyiminde kullanılır
- DÜRTÜŞ
-
-
[isim]
Dürtme işi veya biçimi
-
[isim]
Dürtme işi veya biçimi
- MAHDUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkek evlat, oğul
- "Fakat ne olmuşsa olmuş, geçen gün bizim mahdum top oynarken koca alameti devirmiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Erkek evlat, oğul
- MÜDAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savunucu
-
Bir davada, davacı veya davalının haklarını savunan kimse
-
[isim]
Savunucu
- DİRENÇ
-
-
[isim]
Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet
-
Bir nesnenin elektrik akımına karşı dayanma özelliği, mukavemet, rezistans
-
Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen, mukavemet, rezistans
-
[isim]
Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet
- BEDEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çölde, çadırda yaşayan göçebe
-
Böyle bir hayat sürdüren kimse
- "Devriyeler, isyancılara silah götüren bedevileri yakalamışlar." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Çölde, çadırda yaşayan göçebe
- CANDAN
-
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
-
[zarf]
İçtenlikle, istekle, ilgiyle
- "Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
- DEFANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Savunma
-
[isim]
Savunma
- DEFOLU
-
-
[sıfat]
Defosu olan, bozuk, özürlü, kusurlu, ayıplı (kumaş, giysi, mal vb.)
-
[sıfat]
Defosu olan, bozuk, özürlü, kusurlu, ayıplı (kumaş, giysi, mal vb.)
- DOĞMAK
-
-
[nsz]
Dünyaya gelmek
- "Doğduğuma pişman olacak kadar sıkıntı çektim." (Halide Edip Adıvar)
-
Güneş, ay, yıldız ufuktan yükselerek görünmek
- "Bir sabah güneş doğarken kafile yola çıktı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-e]
Düşünce, hayal vb. zihinde birdenbire oluşmak
-
Ortaya çıkmak, sonucu olmak
- "Nezaket denen şey, kadının hanımlaşması ile beraber doğdu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Dünyaya gelmek