İçinde p olan 6 harfli 603 kelime var. İçerisinde P harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında p harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇATPAT
-
-
[isim]
Çatapat
-
[isim]
Çatapat
- CEPKEN
-
-
[isim]
Kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş bir tür kısa, yakasız üst giysisi
- "Cepkenini, damalı mintanını çıkarmış, kolalı gömleğine kravatını bağlıyordu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş bir tür kısa, yakasız üst giysisi
- KARPİT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle sanayide asetilen gazı çıkarmakta kullanılan, karbonla kalsiyum bileşiği madde (CaC2)
-
[isim]
Genellikle sanayide asetilen gazı çıkarmakta kullanılan, karbonla kalsiyum bileşiği madde (CaC2)
- PİLAKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
- "Fasulye pilakisi. Balık pilakisi."
-
[sıfat]
Aptal, ahmak
-
[isim]
İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
- TESPİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama
-
Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme
- "Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Belirleme
-
[isim]
Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama
- ÇAPÇAK
-
-
[isim]
Çamçak
-
Ağzı açık fıçı
- "Elimi çapçağa daldırdım, karidesi bıyığından yakaladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çamçak
- PAGODA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çin, Japonya vb. Uzak Doğu ülkelerindeki tapınak
-
[isim]
Çin, Japonya vb. Uzak Doğu ülkelerindeki tapınak
- PİYORE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Diş eti iltihabı
-
[isim]
Diş eti iltihabı
- REPLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz
- "Peş peşe sıralanan mizansen bozukluklarıyla, kötü okunan replikleriyle bu piyes baştan başa fiyaskoydu." (Cahit Uçuk)
- "Spritüel dostum Pişekâr'ından dişi bir replik almış bir Kavuklu kadar sevinçli, gülümsedi." (Haldun Taner)
-
Diğer oyuncunun sözüne göre verilmesi gereken karşılık
-
[isim]
Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz
- APAYRI
-
-
[sıfat]
Büsbütün ayrı, bambaşka
- "... o sanat topluluğu içinde duygusu, düşüncesi, anlatış gücüyle apayrı bir şairdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Büsbütün ayrı, bambaşka
- MECLUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tutkun
-
[sıfat]
Tutkun
- TEPELİ
-
-
[sıfat]
Tepesi olan
- "Tepeli arazi."
-
Başında sorguç, hotoz vb. bir süs bulunan (kuş)
- "Tepeli tavuk."
-
[sıfat]
Tepesi olan
- EPİZOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir roman veya hikâyede olay
- "Sözlerin içine sık sık somut örnekler, epizotlar sıkıştırıyorlar." (Haldun Taner)
-
Dilim
-
[isim]
Bir roman veya hikâyede olay
- SAPÇIK
-
-
[isim]
Küçük sap
-
Bir organı, organizmanın öteki bölümlerine bağlayan, içinde damarlar, sinirler ve görev kanalları bulunan ögelerin tümü
- "Akciğer sapçığı."
-
Ucunda çiçek bulunan dalcık
-
[isim]
Küçük sap
- TAPULU
-
-
[sıfat]
Tapusu olan
- "Tapulu tarla."
-
Emri altında, mülkiyetinde
- "Babasının tapulu şoförüymüşüm, peşin para vermiş gibi çıkıştı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Tapusu olan
- ÇITPIT
-
-
[isim]
Ayak altında ezilerek çıtır çıtır ses çıkaran bir tür patlangaç, çatapat
-
[isim]
Ayak altında ezilerek çıtır çıtır ses çıkaran bir tür patlangaç, çatapat
- MAĞLUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yenilen, yenik düşen, yenik
- "Zavallı milletimizi esir etmek isteyen düşmanları behemehâl mağlup edeceğimize dair olan emniyet ve itimadım bir dakika olsun sarsılmamıştır." (Atatürk)
- "Gelen imdat kuvvetinden vaktiyle haber alamıyor, mağlup oluyoruz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[sıfat]
Yenilen, yenik düşen, yenik
- PÜRMÜZ
-
-
[isim]
Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin veya gazla çalışan araç
-
[isim]
Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin veya gazla çalışan araç
- TAPALI
-
-
[sıfat]
Tapa konmuş olan, tıpalı
-
[sıfat]
Tapa konmuş olan, tıpalı
- PRATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Uygulamalı
-
Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
- "Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir şeyi yapma yöntemi veya biçimi, teamül
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerinin, kurallarının uygulanışı, kılgı, uygulama, tatbik, ameliye
-
Uygulamalı