İçinde s olan 6 harfli 1363 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FRANSA
- ...
- GOŞİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Goşizm yanlısı olan (kimse veya tutum)
-
Goşizm yanlısı olan (kimse veya tutum)
- KORSAN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
- "Bu adayı ilk defa Portekizli korsanlar bulmuşlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse
-
[sıfat]
İzinsiz olarak çoğaltılan (kitap, kaset vb.)
-
[sıfat]
Bir hakkı izinsiz olarak kullanan
- "Korsan kasetçilik. Korsan yayın."
-
[isim]
Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
- PUSULA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzerinde kuzey-güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç
- "Tam kutup noktasında pusula deli olmuş gibi dönmeye başlar." (Ömer Seyfettin)
- "Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Üzerinde kuzey-güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç
- SAHACA
- ...
- SARRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuyumcu
-
Mesleği, değerli kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse
-
[isim]
Kuyumcu
- SİNGİN
-
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
- SOMATA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bademden yapılan bir şerbet, badem sübyesi
-
[isim]
Bademden yapılan bir şerbet, badem sübyesi
- SPİRAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sarmal biçiminde olan
-
[isim]
Döl yatağı içine konan, gebeliği önleyici sarmal biçiminde araç
-
[sıfat]
Sarmal biçiminde olan
- TASVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Betimleme
- "Bu, Salihli sokaklarında tasvire sığmaz bir kargaşalık ve vaveyla idi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Onun hayatını tasvir eden bir kitap elime geçti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "... beyim, dadılar, tayalarla şımartılmış, kuş sütüyle beslenmiş, beyaz, tüysüz, oğlandan çok kıza yakın, tasvir gibi bir civan." (Haldun Taner)
-
Betim
-
Resim
-
[isim]
Betimleme
- TEFSİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yorumlama
- "Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ben evvela bu duayı ve bu sözleri pek kalpsizce tefsir ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yorum
-
Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama
-
Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama bilimi
-
Kur'an'ın surelerini açıklayan eser
-
[isim]
Yorumlama
- VESTON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek ceketi
- "İçinden koca bir dolaba sığmayacak bir sürü esvaplar çıkmış: Çift sıra düğmeli vestonlar, yuvarlak vestonlar, kukuletalı seyahat paltoları..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Erkek ceketi
- ALTÜST
-
-
[sıfat]
Çok karışık ve dağınık
-
[sıfat]
Çok karışık ve dağınık
- KÜRASO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Acı portakal kabuğundan yapılan bir içki
-
[isim]
Acı portakal kabuğundan yapılan bir içki
- MİSKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- "Muhabbet kantarla, alışveriş miskalle."
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- ŞANSLI
-
-
[sıfat]
Talihi olan, talihli
- "Şanslı günlerinin dışında onu yenene pek rastlanmamıştır." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Talihi olan, talihli
- SEÇMEK
-
-
[-i]
Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak
- "Ben bu kitabı seçtim."
-
Birine oy vererek bir göreve getirmek
- "Biz sizi başkanlığa seçtik."
-
Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek
- "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu." (Haldun Taner)
-
Ne olduğunu anlamak, fark etmek
- "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz." (Refik Halit Karay)
-
Farklı görmek, üstün görmek
-
Tercihini bir yönde kullanmak
-
[nsz]
Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek
- "O yemek seçer, her şeyi yemez."
-
[-i]
Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak
- SEGMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça
-
[isim]
Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça
- SEKMEK
-
-
[nsz]
Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak
- "Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi." (Haldun Taner)
-
Tek veya iki ayak üzerinde sıçrayarak ilerlemek
-
Atılan bir nesne bir yere dokunduktan sonra sıçrayarak gitmek
- "Taş seke seke gözden kayboldu."
-
Bir yere, bir cisme çarparak yön değiştirmek
- "Mermi sekti."
-
Aralık vermek
- "Hastanın ateşi bir gün bile sekmedi."
-
[nsz]
Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak
- SEYYAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezgin, turist
- "Seyyah olup şu âlemi gezerim / Bir dost bulamadım gün akşam oldu." (Pir Sultan Abdal)
-
[isim]
Gezgin, turist