İçinde s olan 6 harfli 1363 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FRANSA
...
GOŞİST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Goşizm yanlısı olan (kimse veya tutum)

KORSAN

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
    • "Bu adayı ilk defa Portekizli korsanlar bulmuşlar." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse
  3. [sıfat] İzinsiz olarak çoğaltılan (kitap, kaset vb.)
  4. [sıfat] Bir hakkı izinsiz olarak kullanan
    • "Korsan kasetçilik. Korsan yayın."

PUSULA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzerinde kuzey-güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç
    • "Tam kutup noktasında pusula deli olmuş gibi dönmeye başlar." (Ömer Seyfettin)
    • "Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

SAHACA
...
SARRAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuyumcu
  2. Mesleği, değerli kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse

SİNGİN

  1. [sıfat] Utangaç, sıkılgan

SOMATA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bademden yapılan bir şerbet, badem sübyesi

SPİRAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Sarmal biçiminde olan
  2. [isim] Döl yatağı içine konan, gebeliği önleyici sarmal biçiminde araç

TASVİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Betimleme
    • "Bu, Salihli sokaklarında tasvire sığmaz bir kargaşalık ve vaveyla idi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Onun hayatını tasvir eden bir kitap elime geçti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "... beyim, dadılar, tayalarla şımartılmış, kuş sütüyle beslenmiş, beyaz, tüysüz, oğlandan çok kıza yakın, tasvir gibi bir civan." (Haldun Taner)
  2. Betim
  3. Resim

TEFSİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yorumlama
    • "Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Ben evvela bu duayı ve bu sözleri pek kalpsizce tefsir ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yorum
  3. Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama
  4. Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama bilimi
  5. Kur'an'ın surelerini açıklayan eser

VESTON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek ceketi
    • "İçinden koca bir dolaba sığmayacak bir sürü esvaplar çıkmış: Çift sıra düğmeli vestonlar, yuvarlak vestonlar, kukuletalı seyahat paltoları..." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ALTÜST

  1. [sıfat] Çok karışık ve dağınık

KÜRASO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Acı portakal kabuğundan yapılan bir içki

MİSKAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] 4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
    • "Muhabbet kantarla, alışveriş miskalle."

ŞANSLI

  1. [sıfat] Talihi olan, talihli
    • "Şanslı günlerinin dışında onu yenene pek rastlanmamıştır." (Tarık Buğra)

SEÇMEK

  1. [-i] Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak
    • "Ben bu kitabı seçtim."
  2. Birine oy vererek bir göreve getirmek
    • "Biz sizi başkanlığa seçtik."
  3. Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek
    • "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu." (Haldun Taner)
  4. Ne olduğunu anlamak, fark etmek
    • "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz." (Refik Halit Karay)
  5. Farklı görmek, üstün görmek
  6. Tercihini bir yönde kullanmak
  7. [nsz] Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek
    • "O yemek seçer, her şeyi yemez."

SEGMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça

SEKMEK

  1. [nsz] Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak
    • "Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi." (Haldun Taner)
  2. Tek veya iki ayak üzerinde sıçrayarak ilerlemek
  3. Atılan bir nesne bir yere dokunduktan sonra sıçrayarak gitmek
    • "Taş seke seke gözden kayboldu."
  4. Bir yere, bir cisme çarparak yön değiştirmek
    • "Mermi sekti."
  5. Aralık vermek
    • "Hastanın ateşi bir gün bile sekmedi."

SEYYAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gezgin, turist
    • "Seyyah olup şu âlemi gezerim / Bir dost bulamadım gün akşam oldu." (Pir Sultan Abdal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü