İçinde ğ olan 5 harfli 156 kelime var. İçerisinde Ğ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğ harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ğ harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇÖĞÜR

  1. [isim] İri gövdeli, kısa saplı bir tür halk sazı
    • "Çöğür şairleri."

BAĞIL

  1. [sıfat] Görece
  2. [isim] Kendine özgü bir kımıldanışı olduğu hâlde başka bir cisme uyarak sürüklenen cismin görünürdeki kımıldanışının niteliği

BAĞLI

  1. [sıfat] Bir bağ ile tutturulmuş olan
    • "Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma ant içerim." (Anayasa)
    • "Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir." (Anayasa)
  2. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste
    • "Ekinlerin gürleşmesi yağmura bağlıdır, Sevincimiz üzüntümüz / Hep sana bağlı." (Behçet Necatigil)
    • "İhtiyarın Arslan Bey'e bu kadar bağlı olması, Giray'ı sık sık bir tarafa itmesi canını sıkıyordu." (Sevinç Çokum)
  3. Sınırlanmış, sınırlı
    • "Tüzüğe bağlı bir işlem."
  4. Kapatılmış olan, kapalı
    • "Bağlı geçit."
  5. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan
    • "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun bağlı kuruluşlarını ziyaret ettim."
  6. Sadık
    • "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." (Anayasa)
  7. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, tutkun
    • "Çocuklarına bağlı ana."
  8. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek)

SIĞIN

  1. [isim] Alageyik

IĞRIP

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir tür balık ağı, ırıp
    • "Birinci Dünya Harbi'nde oldukça önemli ığrıp çevirenler olmuştu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Yalan, düzen

DİRİĞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Esirgeme

DOĞUŞ

  1. [isim] Doğma işi veya biçimi
    • "Senelerden beri güneşin doğuşunu seyretmedim." (Sait Faik Abasıyanık)

DÜĞÜN

  1. [isim] Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet
    • "Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş." (Aka Gündüz)
  2. Bir olayı kutlamak için yapılan büyük eğlence veya tören

BÖĞÜR

  1. [isim] İnsan ve hayvan vücudunun kaburga ile kalça arasındaki bölümü, boş böğür
    • "Ali'nin sağ böğründe bir derin yara, sağ kolunda iki kurşun yarası bulundu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Yan taraf
  3. Akran

BOĞMA

  1. [isim] Boğmak işi

İĞDİŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Erkeklik bezleri çıkarılarak veya burularak erkeklik görevi yapamayacak duruma getirilmiş (hayvan ve özellikle at)

BUĞUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kin besleme, nefret etme

SAĞIR

  1. [sıfat] İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen (kimse)
    • "Bu başını döndüren, kulağını sağır eden seslere karşı elinden ne gelirdi ki..." (Yahya Kemal)
  2. Ses geçirmeyen
  3. Isıyı az veren, geç ısınan
    • "Sağır soba."
  4. Vurulduğu zaman ses vermeyen
    • "Sağır davul."
  5. İçi görülmeyen, donuk (cam)

SIĞIR

  1. [isim] Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı
  2. Anlayışsız, kaba saba kimse

YAĞIZ

  1. [sıfat] Esmer
    • "Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Siyah
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Yiğit
    • "Bunu o ilk zamanlardaki yağız savaşçı havasıyla dedi." (Atilla İlhan)

MEĞER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki
    • "Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış?" (Atilla İlhan)

YAĞIŞ

  1. [isim] Yağma işi
  2. Havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi
  3. Yağan yağmur veya kar miktarı
  4. Yağmur

DEĞİŞ

  1. [isim] Değme işi veya biçimi
    • "Buğdayı pirinçle değiş etmek."
  2. Değişim

BOĞUM

  1. [isim] Boğulmuş, sıkılmış yer
    • "Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti." (Ömer Seyfettin)
  2. Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü
  3. İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer
    • "Lenf boğumları. Sinir boğumları."

YIĞIŞ

  1. [isim] Yığma işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü